Bilanço, bir işletmenin mali durumunu belli bir dönemin sonunda ortaya koyan bir tablodur. Kabaca, şirketin sahip olduğu varlıklarla, bu varlıkların hangi kaynaklardan sağlandığını gösterir. İşletmenin mali gücünü değerlendirmek için kritik bir araç olan bilanço hem iç hem de dış paydaşlar için stratejik kararlar almayı kolaylaştırır. Peki, bilanço nedir, nasıl hazırlanır?
Bilanço tablosu nedir? Bilanço denilen şey aslında bir işletmenin elinde ne var ne yok, borçları ne kadar, kaynakları nereden gelmiş gibi soruların hepsini bir arada gösteren özet bir tablodur. Şöyle düşünün, işletmenizin şu anki mali durumunun bir fotoğrafını çekiyor, size net bir resim sunuyor. Hangi varlıklarınız var, borçlarınız nasıl bir durumda, hepsi burada açık açık yer alıyor.
Bilanço, aslında bir denklem üzerine kurulu: Varlıklar = Borçlar + Öz kaynaklar. Bu dengeyi koruyarak, işletmenin mali yapısını bir bakışta anlamak mümkün. İçerisinde dönen varlıklar (örneğin, kasanızdaki nakit ya da bankadaki paranız) ve duran varlıklar (mesela, binalarınız, makineleriniz) gibi bilgiler bulunuyor. Tabii bir de kısa vadeli ve uzun vadeli borçlar yer alıyor. Yani kısaca, "Şirketin neye sahip, ne kadar borcu var?" sorularının yanıtını bu tablo veriyor.
8 farklı tür bilanço vardır. Bilançoyu daha iyi anlamak için bu türleri bilmek şart. Çünkü her biri, finansal durumu farklı bir açıdan ele alır ve özel bir ihtiyaca cevap verir. Örneğin, vergi için mali bilanço hazırlanırken, analiz için analitik bilanço kullanılır. Hangi bilanço türünü nerede kullanacağınızı bilmeden doğru karar almak zorlaşır.
Bilanço, bir şirketin mali sağlığını anlamak için kullanılan oldukça önemli bir tablo. Şirketin elinde ne var, kime ne kadar borcu var ve bu borçları ya da varlıkları hangi kaynaklarla oluşturmuş, işte hepsini burada görebiliyorsunuz. Yatırımcılar, bankalar ya da şirket sahipleri için bilanço, karar alırken yol gösterici bir pusula gibi düşünebilirsiniz.
Şirketin nakit durumu da bilançoyla ortaya çıkar. Mesela elinizdeki nakit yeterli mi? Borçları çevirebiliyor musunuz? Bu soruların cevabını almak için bilançoya bakmanız yeterli. Çünkü nakit akışı düzgün olmayan bir şirketin uzun vadede sıkıntıya girmesi kaçınılmaz olur.
Bir de şu var: Bilanço, şirketin büyüme potansiyelini görmeniz için birebir. Eğer şirketin varlıkları, borçlarını karşılamaktan fazlasını yapıyorsa, bu iyi bir işaret. "Tamam, bu iş büyüyebilir," dedirtir. Ama borçlar, varlıkları geçmişse, orada bir durup düşünmek gerek. O durumda finansal planlama yapıp sıkıntılı noktaları düzeltmek şart.
Bilanço ve gelir tablosu nedir, sorusunun cevabı aslında basittir; işletmelerin mali durumunu anlamak için kullanılan iki temel finansal belgedir ama birbirinden farklı amaçlara hizmet eder. Bilanço, işletmenin belirli bir tarihteki mali durumunu gösterir. Yani "şu an elimizde ne var, ne kadar borcumuz var" sorularına cevap verir. Varlıklar, borçlar ve öz kaynaklardan oluşur ve o anki mali dengenizi anlamanızı sağlar.
Gelir tablosu ise bir dönem boyunca şirketin ne kadar kazandığını ve harcadığını ortaya koyar. "Bu ay ne kadar satış yaptık, giderlerimiz ne oldu, kârda mıyız zararda mı?" gibi soruların cevabı buradadır. Yani bilanço daha çok statik bir tablo iken, gelir tablosu bir sürecin öyküsünü anlatır.
İkisi de şirketin mali sağlığını anlamak için önemlidir ve birlikte değerlendirilmelidir.
Bilançonun düzgün hazırlanması, şirketlerin mali durumlarını net bir şekilde görebilmesi için çok önemli. Geleceğe dair plan yaparken her şeyin yerli yerinde olması lazım. Peki, bilanço nedir, nasıl hazırlanır? İşte 5 adımda özeti.
Bilanço hazırlarken, ilk yapmanız gereken şey hangi dönemi kapsayacağını netleştirmek. Yani bu belge, hangi tarihler arasındaki mali durumu gösterecek? Mesela yıl sonu mu olacak, yoksa sadece bir çeyrek dönemi mi kapsayacak? Bu soruların cevabı oldukça önemlidir. Aksi halde yanlış bir zaman seçiminden kaynaklı hatalı veya eksik bilgilerle çalışabilirsiniz. Bu, bilançonun sağlam bir temel üzerinde oturması için yapılır.
Bu kısımda ise şirketin sahip olduğu varlıkları tam ve net bir şekilde ortaya koymalısınız. Bu noktada, varlıklar ikiye ayrılı; dönen ve duran varlıklar. Dönen varlık dediğimiz, kısa vadede kullanılabilir şeyler; kasa, banka hesapları, alacaklar, stoklar gibi. Duran varlıklar ise uzun vadeli yatırımları içerir; bina, araç, makine gibi şeyler. Hepsini tek tek belirleyip kategorilere ayırdıktan sonra toplamlarını alın.
Şirketin borçlarını ve yükümlülüklerini doğru bir şekilde belirlemek, bilançonun en kritik aşamalarından biri. Borçlar da kendi içinde kısa vadeli ve uzun vadeli olarak ayrılır. Kısa vadeli borçlar, genelde bir yıl içinde ödenmesi gereken şeylerdir; faturalar, ödenecek vergiler, alınan avanslar gibi. Uzun vadeli borçlar ise, daha uzun sürede ödenir; örneğin krediler. Bu borçları ayrı ayrı sınıflandırarak toplamlarını çıkarın.
Sırada öz kaynaklar var. Yani şirketin gerçek sermayesi ve birikmiş karları. İlk olarak, firmanın sermaye tutarını belirleyin. Sonra geçmiş yıllardan kalan kar veya zararları ekleyin. Eğer birikmiş kar varsa, bu şirket için bir artıdır. Ama zarar varsa, bu durum finansal planlamanızı yeniden gözden geçirmenizi gerektirebilir.
Son olarak, bilançonuzun matematiksel olarak doğru olup olmadığını kontrol edin. Varlıkların toplamı, borçlar ve öz kaynakların toplamına eşit olmalı. Ancak sadece bu denklik yeterli değil. Şirketin borçlarının oranı çok mu yüksek? Varlıklar ne kadar likit? Tüm bunları dikkatle analiz edin. Bu inceleme, hem şirketin mali durumunu hem de gelecekteki kararlarını şekillendirecek önemli bir adımdır.
Bilanço hazırlama sürecini daha verimli ve pratik hale getirmek için muhasebe yazılımlarından da yararlanabilirsiniz. Bu tür yazılımlar, hesaplamaları otomatikleştirerek doğruluk oranını artırırken, zaman yönetiminde de büyük kolaylık sağlar.